3 Ekim 2012 Çarşamba

İş Dünyasında Sosyal Medya Kullanımı


İş Dünyasında Sosyal Medya Kullanımı

İş dünyasında sosyal medya kullanımının kabul görmesi ve yaygınlaşması, insan kaynakları profesyonellerine kesinlikle yeni fırsatlar oluşturmaktadır. İşe alım uzmanları ya da insan kaynakları departmanında çalışan profesyoneller, bu güçlü aracı, sosyal medyayı kullanarak yeni iş pozisyonları için, yeni adaylar bulmaktadırlar. Bu bağlamda hem işe aday olan kişiler için hem de İK için sosyal medya çok ciddi kullanılan bir noktaya taşınmıştır. Birçok insanın sosyal medya sitelerinde (facebook, twitter, linkedin vb.) profilleri bulunmaktadır ve güncel tutmaktadırlar. Bu sayede bir gün kendilerine bir İK uzmanının iş teklifi ile gelebileceğini beklemektedirler ve yeni fırsatları kollamaktadırlar. Aynı zamanda İK uzmanları, bu tarz kişileri sürekli arar ve uygun adaylarını sosyal medyadan bulmayı amaçlarlar. Sosyal medya yalnızca yeni iş adayları için değil, başka fırsatlar, iş ilanları, rakiplerin fikirleri konusunda da İK uzmanlarına fikirler sağlayabilmektedir. Diğer şirketlerin İK uzmanlarını takip ederek rakip şirket güncel iş ilanlarını da bir İK uzmanı yakından takip edebilir.

Bir İK yöneticisi olarak şirketimin İK politikalarına sosyal medyayı mutlaka entegre etmek isterdim. Her şeyden önce İK departmanındaki işe alım uzmanlarına sosyal medyada profil oluşturmalarını, yeni iş ilanlarını belirli sitelerde göndermelerini ve başka adayları aramaları talimatını verirdim. Bütün işe alım sürecini ya da aday arama yöntemini sadece sosyal medyaya da bağlamaz, bir İK sitesi ya da şirketin ana sitesi üzerinden de ilanlar açarak, adayların başvuruda bulunabilmelerini sağlardım.

Sosyal medyada rakip şirketleri, rakip şirket çalışanlarını ve sektördeki diğer firmaları takip ederdim. Gerçekleştirdikleri İK çalışmalarını ve stratejik adımları yakalamaya çalışırdım. Herhangi bir sonuç gördüğüm zaman bu sonuçları şirketin güncel İK stratejileri ve politikaları ile karşılaştırırdım. Güncel örgüt yapısına göre başarılı olabileceğine inandığım bir adım atmışlarsa, kendi şirketime de entegre etmeye çalışırdım. Sosyal medyayı hiçbir zaman birinci İK politikası veya stratejisi belirleyici olarak kullanmazdım. Sosyal medyanın daha çok insanlarla olan tarafını kullanırdım çünkü sosyal medya üzerinden birçok profesyonel ile rahatlıkla iletişim kurabilir, yeni iş olanaklarına net olarak aradığımız insana ulaşabiliriz. Bu sayede açtığımız bir ilan için, aradığımız insanı aramak durumunda kalmayabiliriz. Tecrübe gerektiren bir pozisyona eleman aranıyorsa en iyi iletişim yollarından birisi linkedin (www.linkedin.com) isimli profesyonel ağ sitesidir.

Her şirketin ana yeteneği dışında pro-bono (halk yararına) işlere de girmesi gerektiğine inanıyorum. Bu bağlamda İK stratejisi olarak bu tarz kar amacı olmayan işlere de girmek isterdim. Örneğin engelli vatandaşlara yapılan yardımlar, ücretsiz destek çalışmaları gibi. Bu çalışmaların tamamını yalnızca şirketin sitesinde yayınlamaz, sosyal medya aracılığı ile de açıklardım. Sosyal medyada şirket ile çalışmaların yayınlanmasıyla şirketin adının daha da duyulacağına ve bu sayede şirketin ismini geliştireceğine inanıyorum. Toplum genelinde bir bilinç oluşmasını sağlanabilir. Daha çok bilinen şirket ismi, şirketin değerini ve şirkete karşı olan bilinirliği arttırır.

Bir İK yöneticisi olarak sosyal medyanın kullanımını şirket çalışanlarına da bir şirket kültürü olarak öğretmeyi düşünürdüm. Bunun sebebi her şirket çalışanının sosyal medyada bir paylaşımı varsa toplum ve sektör tarafından bilinirlikleri artar ve birer isim, işinde marka haline dönüşürler. Bunları şirketin bir çıkarına olması dışında çalışan personelin kendine olabilecek bir yatırım olarak görürüm. Sosyal medya eğer İK yönetiminin işe alım fonksiyonuna uygulanıyorsa etkinliğini mutlaka arttırır. Bunun sebebi olarak daha fazla adaya ulaşmayı gösterebiliriz. İş analizi konusunda sosyal medyanın kullanımının ufakta olsa bir faydası olabilir zira bir işin analizi yapılırken sosyal medya üzerinden sektördeki diğer şirketlerin iş ilanları incelenebilir. Bu bağlamda daha farklı iş analizleri ortaya çıkarılabilir. Çıkarılan bu iş analizleri teknik personel ile kontrol edilir ve en uygun iş tanımı ortaya çıkarılabilir.

Çok fazla kurumsal bir İK stratejisi için; örneğin örgüt yapısının değiştirilmesi stratejisi ya da devir (turnover) oranlarını azaltma çalışmaları gibi stratejilerde sosyal medyayı kullanmazdım zira bu alanlarla sosyal medya üzerinde kaynak aramak hata olur. Temel kavramlar ve çalışmalar, yönetim ve organizasyonda güncel yaklaşımlar üzerine belirli analizler (SWOT, PESTEL) hazırlayarak bu değişiklikleri yapardım ve örgüte uygulardım. Burada sosyal medyanın hiçbir önemi olmadığını düşünüyorum keza stratejik karar alma konusunda olduğu gibi. Dolayısıyla sosyal medyanın kullanımının İK yönetimindeki potansiyel etkinliği, uygulandığı fonksiyona göre değişebilmekte olduğunu düşünüyorum.

Sosyal medya kullanımının üniversite öğrencileri seviyesinde de yaygın olması gerektiğine inanıyorum. Üniversiteye dahil oldukları andan itibaren her biri iş dünyasında potansiyel bir çalışan ve sosyal medya üzerinden istihdam edilme ihtimalleri her geçen gün artmakta. Bilinirliğin artması ve göz önünde bulunmak için sosyal medya çok kıymetli bir araç ve teknoloji. Yalnızca üniversite öğrencileri için değil, profesyoneller için de özgeçmişlerini güncel tutmak ve sosyal medyayı takip etmek ciddi fırsatların karşılarına çıkmasına destek olmaktadır.

İyi çalışmalar dilerim.

Ogan

Hiç yorum yok:

Takip et: @oganozdogan