Hayatımızda Büyük Veri
Olsaydı?
Attığınız her adımda veri
üretebileceğinizi hiç düşündünüz mü? Peki bu üretilen verilerin ne amaçla ve
nasıl kullanılabileceğini? Günümüzde dünyanımız veri analizini oluştururken
gelecekte veri analizi dünyamızı yönetecek. Bu sebepten dolayı bilişim
sektöründen olsun ya da olmasın herkesin bir miktar “büyük veri” ve veri
analizi kavramlarıyla çoktan tanışmış olması gerektiğine inanıyorum.
Sosyal medya, internet,
günlükler, sensörlerden gelen veriler ve kurumlarda biriken veriler derken her
geçen gün dünyamızdaki veriler katlanarak artmakta. Kimileri bu verileri
kullanarak yeni gelir kapıları oluşturmakta ve değer katmaktayken kimileri
henüz bu verilerin kıymetinin farkında değil. Bu tipte verileri toplayan,
saklayan ve analizini yapan firmalar müşterileri için yeni yollar ve
kampanyalar keşfetmekte ve çoktan büyük verinin gücünü kullanmaya başladılar.
Adından anlaşılacağı gibi büyük
veri sadece “büyük” hacimlerde veri için temsil edilmemekte. Büyük veri
kavramının içinde hacim, çeşitlilik, sürat ve değer kavramları da yer almakta.
Hacme örnek bütün twitter ve facebook’ta bugüne kadar üretilmiş veri
boyutlarını hayal edin. Çeşitlilik içinse internet üzerindeki dokümanları,
görüntüleri, tabloları hayal edin. Sürat için sadece bir saniyede üretilen ve
tüm Türkiye’nin kimlik, adres, telefon gibi bilgilerini hayal edin. Bütün
bunları bir elekten geçirip iyice analiz ettikten sonra da elde ettiğiniz
değeri hayal edin. İşte büyük veri kavramı budur. Teknolojik arkaplanı olmasına
rağmen kavramsal olarak incelendiğinde özeti budur. Zihninizde büyük veri
kavramını canlandırmak için altın madenciliğinden bir örnek vermek istiyorum.
Yaklaşık 1.4 gram altını elde edebilmek için 1 ton kadar toprak kazılması
gerekmekte. Elde edilen bu altının saflık oranı ise %65 ile %98 arasında olup
genelde %85 civarındadır. Büyük veride ise kazdığınız toprağı sosyal medyadaki
veriler ve elde ettiğiniz altını ise olası yeni bir etkinliği kimin, yani hangi
hesabın ve ne zaman başlatabileceğini hayal edin.
Cümlelerimin içinde sürekli hayal
edin geçtiğinizi fark etmişsinizdir çünkü ben büyük veri kavramının anlamını “hayal
gücü” olarak çevirmekteyim. Sahip olduğunuz veriler doğrultusunda büyük verinin
size sunacağı fırsatları değerlendirmek sadece sizin hayal gücünüzle
sınırlıdır. Günümüzde büyük veri teknolojilerine ve hayal gücüne yatırım
hızlanmış olsaydı neler olabilirdi? Yurttaşlarımızın sağlık durumları çok daha
yakından izlenebilir ve gelecekte geçirebilecekleri muhtemel rahatsızlıkların
yakından takip edilebilmesi hayal edilebilirdi. Akıllı sensörler aracılığıyla
enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması da hayal edilebilirdi. Bu ve
benzeri etkinliklerin hayatımıza daha da girmesiyle bilişim toplumu olma
yolundaki adımlarımızı daha sağlam atabiliriz.
Güncel bir yaklaşım olarak Gezi
Park’ı olaylarından örnek verelim. Eminim Gezi Park’ı dediğim zaman aklınıza
ilk gelen soru şu olurdu; “Gezi Park’ı direnişini sosyal medyada ilk kim
başlattı?” ya da “Sosyal medyanın direnişteki rolu neydi?”. Bu soruları kendinize
sorduysanız henüz büyük veri kavramını tam anlamış olmadığınızı görüyorum.
Benim soracağım sorular şunlar olurdu; “Bir sonraki toplumsal olay ne zaman,
nerede, kaç gün ve kaç kişinin katılımıyla gerçekleşebilir?” veya “yeni bir
toplumsal olayın bütçeye, ekonomiye ve kamuya etkisi nasıl olur?”. Büyük veri,
veri analizleri ve sizin hayal gücünüz size sonraki adımı nasıl atmanız
gerektiğini öğretecektir. Buradaki anahtar kelime bilgi değil, bilgiyi nasıl
yönlendirebildiğinizdir yani tahmindir.
Albert Einstein’dan alıntıdır; “Hayal
gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücü
bilgiden daha önemlidir. Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil”.
Bizim de Türkiye olarak sınırlarımız sahip olduğumuz ya da olabileceğimiz
veriler değil onlarla neler hayal edebildiğimizdir...
Ogan Özdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder