1 Temmuz 2013 Pazartesi

Hayatımızda Büyük Veri Olsaydı?

Hayatımızda Büyük Veri Olsaydı?

Attığınız her adımda veri üretebileceğinizi hiç düşündünüz mü? Peki bu üretilen verilerin ne amaçla ve nasıl kullanılabileceğini? Günümüzde dünyanımız veri analizini oluştururken gelecekte veri analizi dünyamızı yönetecek. Bu sebepten dolayı bilişim sektöründen olsun ya da olmasın herkesin bir miktar “büyük veri” ve veri analizi kavramlarıyla çoktan tanışmış olması gerektiğine inanıyorum.

Sosyal medya, internet, günlükler, sensörlerden gelen veriler ve kurumlarda biriken veriler derken her geçen gün dünyamızdaki veriler katlanarak artmakta. Kimileri bu verileri kullanarak yeni gelir kapıları oluşturmakta ve değer katmaktayken kimileri henüz bu verilerin kıymetinin farkında değil. Bu tipte verileri toplayan, saklayan ve analizini yapan firmalar müşterileri için yeni yollar ve kampanyalar keşfetmekte ve çoktan büyük verinin gücünü kullanmaya başladılar.

Adından anlaşılacağı gibi büyük veri sadece “büyük” hacimlerde veri için temsil edilmemekte. Büyük veri kavramının içinde hacim, çeşitlilik, sürat ve değer kavramları da yer almakta. Hacme örnek bütün twitter ve facebook’ta bugüne kadar üretilmiş veri boyutlarını hayal edin. Çeşitlilik içinse internet üzerindeki dokümanları, görüntüleri, tabloları hayal edin. Sürat için sadece bir saniyede üretilen ve tüm Türkiye’nin kimlik, adres, telefon gibi bilgilerini hayal edin. Bütün bunları bir elekten geçirip iyice analiz ettikten sonra da elde ettiğiniz değeri hayal edin. İşte büyük veri kavramı budur. Teknolojik arkaplanı olmasına rağmen kavramsal olarak incelendiğinde özeti budur. Zihninizde büyük veri kavramını canlandırmak için altın madenciliğinden bir örnek vermek istiyorum. Yaklaşık 1.4 gram altını elde edebilmek için 1 ton kadar toprak kazılması gerekmekte. Elde edilen bu altının saflık oranı ise %65 ile %98 arasında olup genelde %85 civarındadır. Büyük veride ise kazdığınız toprağı sosyal medyadaki veriler ve elde ettiğiniz altını ise olası yeni bir etkinliği kimin, yani hangi hesabın ve ne zaman başlatabileceğini hayal edin.

Cümlelerimin içinde sürekli hayal edin geçtiğinizi fark etmişsinizdir çünkü ben büyük veri kavramının anlamını “hayal gücü” olarak çevirmekteyim. Sahip olduğunuz veriler doğrultusunda büyük verinin size sunacağı fırsatları değerlendirmek sadece sizin hayal gücünüzle sınırlıdır. Günümüzde büyük veri teknolojilerine ve hayal gücüne yatırım hızlanmış olsaydı neler olabilirdi? Yurttaşlarımızın sağlık durumları çok daha yakından izlenebilir ve gelecekte geçirebilecekleri muhtemel rahatsızlıkların yakından takip edilebilmesi hayal edilebilirdi. Akıllı sensörler aracılığıyla enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması da hayal edilebilirdi. Bu ve benzeri etkinliklerin hayatımıza daha da girmesiyle bilişim toplumu olma yolundaki adımlarımızı daha sağlam atabiliriz.


Güncel bir yaklaşım olarak Gezi Park’ı olaylarından örnek verelim. Eminim Gezi Park’ı dediğim zaman aklınıza ilk gelen soru şu olurdu; “Gezi Park’ı direnişini sosyal medyada ilk kim başlattı?” ya da “Sosyal medyanın direnişteki rolu neydi?”. Bu soruları kendinize sorduysanız henüz büyük veri kavramını tam anlamış olmadığınızı görüyorum. Benim soracağım sorular şunlar olurdu; “Bir sonraki toplumsal olay ne zaman, nerede, kaç gün ve kaç kişinin katılımıyla gerçekleşebilir?” veya “yeni bir toplumsal olayın bütçeye, ekonomiye ve kamuya etkisi nasıl olur?”. Büyük veri, veri analizleri ve sizin hayal gücünüz size sonraki adımı nasıl atmanız gerektiğini öğretecektir. Buradaki anahtar kelime bilgi değil, bilgiyi nasıl yönlendirebildiğinizdir yani tahmindir. Albert Einstein’dan alıntıdır; “Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil”. Bizim de Türkiye olarak sınırlarımız sahip olduğumuz ya da olabileceğimiz veriler değil onlarla neler hayal edebildiğimizdir...

Ogan Özdoğan

Hiç yorum yok:

Takip et: @oganozdogan